Tunceli Nereleri Gezilir? Gezi Rehberi Ama Bayağı Bir Mizahi Üslupla
İzmir’de yaşayan biri olarak, her şeyin bir anlamı olması gerektiğini düşündüğüm için bu yazıyı kaleme alırken içimde bir huzursuzluk var. Tunceli’ye gitmek, ne kadar heyecan verici olabilir ki? “Yok abi, gideceğim yer Trabzon olmalı, orada bir deniz var. Tunceli mi? Orada ne var ki?” diye düşünürken, bir yanda da aslında Tunceli’nin ne kadar özel bir yer olduğunu fark ettim. Bunu yazarken bu kadar kafa karıştırıcı düşüncelerimi de paylaşıyorum, çünkü Tunceli, düşündüğümüzden çok daha fazlası. Hadi gel, “Tunceli nereleri gezilir?” sorusunun yanıtını biraz mizahi bir şekilde keşfe çıkalım.
Munzur Dağları: Yüksek Bir Dağ, Hızlı Bir Tempolu Yaşam
Bir zamanlar “Munzur Dağları” hakkında şunu demiştim: “Burada ne var ki? Bir dağ işte, dağa tırmanıyorsun, sonra dağın tepesine çıkıp ‘güzelmiş’ diyorsun, sonra iniyorsun.” Ama sonra gitmeye karar verdim. Sonra bir de baktım ki, dağ gerçekten varmış. Bu dağ o kadar yüksek ki, tırmanırken aslında her adımda hayatımı sorguluyorum. “Bu dağa tırmanan tek kişi ben miyim? Bir hata yapıp aşağıya mı yuvarlanırım?” diye düşünürken, o kadar güzel bir manzara var ki, ne düşünüyorsun, sen de bir daha inmek istemiyorsun. Munzur Dağları’na tırmanmak demek, sadece bir dağa değil, aynı zamanda kendi korkularına da tırmanmak demek. Gittim, gördüm, şunu söyleyebilirim: Munzur Dağları’na tırmanmak, sadece fiziksel değil, psikolojik bir yolculuk.
Güzel bir dağ manzarası: İnsan ne zaman “burası gerçekten çok güzel” dediğinde, o cümlenin altındaki duygular dağılır.
Bir de şöyle bir diyalog geçiyor içimde:
– “Bunu neden yazıyorum?”
– “Çünkü Munzur Dağları’na tırmanırken, eğer biri sana ‘Güzel bir manzara var’ derse, senin içindeki ‘bunu yazmalıyım’ hissi aniden uyanıyor.”
Munzur Vadisi Milli Parkı: Her Anı Çekilesi Bir Fotoğraf
Şimdi gelelim Munzur Vadisi Milli Parkı’na. Benim gibi fotoğraf meraklısı bir insan için burası cennet. Şimdi, bir tarafta dağ, diğer tarafta vadinin içindeki berrak su ve bitmek bilmeyen ağaçlar. “Tunceli’de ne var ki?” diyordum ama parkta her köşede bir başka fotoğraf çekecek şey buluyorsun. “Vay be, Tunceli’nin yerel halkı da doğayla iç içe yaşıyor” dediğimde, “İşte bu kadar!” dedim kendi kendime. Ancak öyle bir gerçekle karşılaşıyorsun ki: “Burada her şey fazla doğal, ben de fazla yapayım” diye düşünmeden edemiyorsun. Yani, eğer insan doğaya karışarak bir tatil yapmak istiyorsa, burası ideal. Ama tabii, doğada tek başına kaybolmak gibi bir risk var. “Şu fotoğrafı çekerken kaybolmadım ya, ne güzel” diye düşünüyorum ama bir yandan da “Biri beni bulsun, yoksa kaybolurum” diyorum. İç sesimle biraz kavga ederken, bir yandan da kaybolmaktan korkuyorum. Ama sonuçta her köşede başka bir fotoğraf var, o yüzden kaybolmak çok da fena değil gibi.
Çekilen her fotoğraf, başka bir kayboluş hissi doğurur; sonuçta kaybolmanın tam anlamıyla keyfi de budur.
Pülümür Vadisi: Hem Gez, Hem Dinlen
Sonra bir Pülümür Vadisi’ne gidiyorsun. Burada da, “Tunceli’de başka bir şey var mı?” diye soruyorum, bu vadinin derinliklerine dalarken. Doğanın büyüsüne kapılmamak elde değil. Pülümür Vadisi, insanı gerçekten etkiliyor. Yavaşça ilerlerken, doğanın içinde kayboluyorsun. Bu vadinin içindeki her köşe, aslında seni biraz da düşünmeye zorluyor. “Bu kadar doğanın içinde duruyorsam, ben kiminle tartışıyorum? İçe dönük bir şekilde, doğa ile mi hesaplaşıyorum?” diye bir an içimde felsefi bir hava oluşuyor ama sonra “Burada her şey çok güzel ya” diyerek kafamı dağıtıyorum.
Pertek Kalesi: Tarihî Bir Dokunuş
Bir de Pertek Kalesi var, tabii. Şimdi, bir kale gezisi nasıl olmalı? Yüksek bir yerden manzara seyretmek değil mi? Fakat ben ve kaleyi gezmeye giden arkadaşım aramızda şu diyalog geçiyor:
– “Burası çok tarihî değil mi?”
– “Evet, tarihî. Ama zaten her kale de tarihî. 15 dakika sonra Pertek Kalesi’ni gezdiğimize pişman olmayacak mıyız?”
– “Neden pişman olalım? Sonuçta tarih var, biz de geçiyoruz.”
– “Tarihi bir kale var, biz de tarih olacağız, nasıl olacak?”
– “Neyse, hadi fotoğraf çekmeye devam et.”
Evet, işte öyle bir kale gezisi. Tarihî dokusu var ama asıl mesele, tarihle iç içe olmanın huzurunda kaybolmak. Bu gezide kendimi eski zamanlarda bir asker gibi hissettim. Ama sonuçta, sadece fotoğrafları çekip, geçmişin hikâyelerine dalmak istedim.
Kale gezisi: Fotoğrafın ötesinde, geçmişin her köşesinde kayboluyorsun.
Sonuç Olarak, Tunceli Nereleri Gezilir?
Tunceli’nin gezilecek yerleri yalnızca doğasıyla değil, insanın içindeki derinliğiyle de etkiliyor. Munzur Dağları, Munzur Vadisi Milli Parkı, Pülümür Vadisi ve Pertek Kalesi… Her bir köşe, hayatı sorgulamanızı, doğayla iç içe olmanızı ve en önemlisi kaybolmanızı sağlıyor. Tunceli’ye gidip de “ne kadar sessiz, ne kadar güzel” dememek elde değil. Ama biraz da kafamızda deli sorularla dolaşmak mümkün. “Ne yapıyorum burada?” diye sorarken, aslında doğanın içinde kaybolmanın keyfini çıkarıyoruz. Eğer iç sesinizi biraz dinlerseniz, Tunceli’de gezilecek yerler, hem size huzur hem de biraz kafa karışıklığı sunacaktır. Ama merak etmeyin, sonunda kaybolduğunuz yer, tam da istediğiniz yer olacaktır.